Yasal Uyari

Aksi belirtilmedikce bu sitede yayinlanan tum yazilarin ve fotograflarin telif hakki yazarina aittir. Izinsiz yapilan tum alintilar icin hukuki yollarin acik oldugu hatirlatilir.
-----------------------------------------

Tanitim

Bu blog, cok yazarli olup Montessori Egitimi mail grubu uyelerinin yazilarindan olusmaktadir ve Montessori Egitimi ile ilgili yazilar icermektedir. Yazarin ismi (ya da takma ismi) yazinin genelde basinda ya da sonunda yer almaktadir.

Buyuyorum Egleniyorum Ogreniyorum aktiviteleri her iki haftada bir konu degistiren ve uyelerimizin cocuklar ile yaptigi calismalari icermektedir.

Buyrun, hosgeldiniz...


23 Eylül 2013 Pazartesi

Montessori Kimdir, Nedir?

Son günlerde Montessori'yi sıkça duyar olmuştum. Birçok anne Montessori'dir tutturmuş gidiyorken ben de merak ettim ve araştırmaya başladım. Nedir bu montessori eğitimi, nasıl işler, mantığı nedir? Doğal olarak ilk iş bu konuyu anlatan internet sitelerine, bloglara daldım. Bir de Montessori ile ilgili kendime kitaplar aldım. 

Ben tertip, düzen ve disiplini seven bir yapıya sahibim ve bir anne olarak oğluma da bunları öğretmek istiyorum. Ancak öğretirken de hatalar yapmak istemiyordum. Araştırmalarım sonucunda edindiğim ilk izlenim bu eğitim sisteminin tam da bana göre olduğu yönündeydi. Tam da pozitif disiplini nasıl öğretebilirim diye düşünürken deyim yerindeyse dört ayaküstüne düşmüş ve kendimi bir anda Montessori ile ilgili onlarca sitenin, blogların içinde bulmuştum. Montessori, okudukça araştırdıkça beni cezbetti ve öğrendikçe daha da derinden etkilendim.

Yaptığım araştırmaların sonucunda Montessori ile ilgili topladığım bilgiler ve kendi yorumlarımı bir araya getirip bu yazıda sizlerle paylaşmak istedim. Yazımın devamına geçmeden önce şunu da belirtmek istiyorum; o kadar çok site gezdim ve o kadar çok blog okudum ki beğendiğim ve aklıma yatan bilgileri kaydettim. Bu yüzden size başvuracağınız tek bir kaynak gösteremiyorum. Bunun yerine yaptığım araştırmalara kendi yorumlarımı da ilave edip sizlere sunuyorum. Umarım beğenir ve benim gibi Montessori annelerine katılırsınız.

Montessori Kimdir?

Montessori bir isim aslında… Maria Montessori isimli bir İtalyan bayan profesörün soyadı… Kendi geliştirmiş olduğu bir eğitim "felsefesi" de Montessori Eğitim Sistemi diye biliniyor.

Montessori ile ilgili kitapları okuduğumda aslında Montessori'nin ne kadar trajik bir yaşam öyküsü olduğunu gördüm. Maria Montessori, 1870 yılında İtalya'da doğmuş ve Avrupa'nın en karanlık döneminde İtalya'da yaşayan ve kadın olduğu için eğitim yaşamı boyunca dışlanan fakat bütün bu dışlayıcı tavırlara rağmen eğitimine ısrarla devam edip, İtalya'nın ilk kadın doktoru bir pedagogdur. Daha sonra Roma Üniversitesinde profesörlüğe kadar yükselip öğretim görevlisiyken bu dönemde çok sayıda fakir çocuğu, para almadan tedavi ederek bütün çocukların şaşırtıcı bir potansiyele sahip olarak doğduklarını fark etmiştir.

Roma'da ilk çocuk evini 1907 yılında kurarak, bu eve özel çocukların boyuna uygun küçük tabak, çanaklar yaptırmış. Ellerine göre bıçaklar getirtmiş, marangozlara küçük ebatlarda masa sandalyeler yaptırmıştır. Çocukların kendi çalışma alanlarını belirleyerek onlara küçük halılar vermiş v.s Montessori çocuklara uygun ortamı hazırlayarak ve onları gözlemleyerek bir eğitim sisteminin temelini atmış oldu. Maria Montessori, çocukların gelişim evrelerinden bahseder. Her evrede çocuğun öğrenmeye oldukça duyarlı ve hassas olduğu dönemler varmış. Bu dönemlerde çocuk, içinden gelen doğal bir uyarı veya duyduğu öğrenme gereksinimleriyle, dış etkenlerle zorlanmaksızın öğrenmeye koyulurmuş.

Bugün, Montessori dünya çapında bir saygınlık ve güven kazanmış durumda. Her kesimden annenin ilgisini çekmeyi başaran Montessori, kendi okullarını yaygınlaştırmak için bütün enerjisini harcamış, hatta bu uğurda doktorluk mesleğini de bırakmış. Durup dinlenmeksizin çocukların entellektüel potansiyellerinin değerlendirilmesi adına çalışmış.

Ben de bu vesile ile Montessori teyzemize çocuklarımızı nasıl daha iyi yetiştirebileceğimiz konusunda bizi aydınlattığı için teşekkür etmek istiyorum. Onun metodları sayesinde biz anneler özgüveni yüksek, kendine güvenen, sorumluluk sahibi bir nesli yetiştirmeyi başarmayı umuyoruz.Bir anne olarak, 17 aylık oğluma kendi kendine çatal tutup hiç yardımsız makarna yemeyi öğretebilmişsem, bunda Montessori teyzemizin katkılarını hiçbir zaman göz ardı edemem.

Nedir Bu Montessori?

Montessori'yi tek bir cümle ile özetleyecek olsak bu cümle herhalde “Kendi başıma yapabilmem için bana yardım et” olurdu. Bu sistem ebeveynlere çocuğa saygı duymayı ve her çocuğun kendine özgü bir gelişime sahip bireysel bir kişilik olduğunu ve her çocuğun kendi kapasitesi doğrultusunda öğrenebileceğini öğretir. Bu sistem, çocuklara bağımsız davranış ve düşünceler geliştirmeyi, günlük işlerini kendi başlarına görebilmeyi ve en önemlisi de öz saygı ve öz güvenlerini artırmayı öğretmeyi amaçlar. Montessori ile yetişmiş bir çocuk, sorumluluk bilinci, öğrenme aşkı, pratik zekası ve gelişmiş bağımsız kişiliği ile herkesin takdirini toplayan bir karakter olmaktadır. Montessori'nin en doğru uygulama şekli montessori eğitimi veren sınıflarda yapılmaktadır fakat bu evde öğretilemez demek değildir. Ev ortamında da rahatlıkla uygulanabilir. Yapılması gereken şey çocuklara hoş ve düzenli bir ortam sunarak özgürce çalışıp oynayabilmelerini sağlamaktır, böylelikle çocukların özgüvenlerinin inanılmaz derecede geliştiğini görebileceksiniz. Montessori'deki tertip ve düzen çocukları disiplinli ve bağımsız olmaya teşvik eder.

Maria Montessori, “Kendisinin başarabileceğini hissettiği bir işte çocuğa asla yardım etmeyin” der. Ben de bu sözün çok doğru bir söz olduğuna inanıyorum. Hatta Montessori'yi bilmeden önce de ben bu kuralı sürekli uygulardım, bu sistemle ne kadar doğru yaptığımı bir kez daha görmüş oldum. Oğlumla birlikte yaptığımız aktivitelerde beni en çok mutlu eden şey, oğlumun kendi kendine başardığı şeyleri gördükçe onun o heyecanını paylaşabilmek oluyor. Bir şeyleri başarmanın verdiği hazla ağzı kulaklarında aynı işlemi bıkmadan usanmadan defalarca tekrarladığına çok kez şahit oluyorum. Hemen bir örnek verecek olursam; anneannemizin banyosuna yüksekçe bir eşikten geçerek giriliyor. Kaan Efendi o eşikten çıkabiliyor, fakat yardımsız inemiyordu. Ona birkaç kez kendim yaparak gösterdim ve öğretmeye çalıştım ama bana hiç oralı olmamış gibi gelmişti. Ancak ertesi gün onu banyonun eşiğinde kendi kendine denemeler yaparken buluverdim. Birkaç denemeden sonra bir anda nasıl olduysa cesaretlendi ve eşikten tek başına inmeyi başardı. Bense hiç çaktırmadan izlemeye devam ettim. O eşikten inmeyi öğrendi ya, aman Allah’ım o gece o eşikten kaç kez inip çıktığını artık sayamadım. Yüzünde kocaman bir tebessüm ile hiç yapmadıysa en az 50 kez tekrarlamıştır. O anki heyecanını görmek ve onunla paylaşabilmek inanın paha biçilmez bir duyguydu. Kaan o günden sonra 15cm.lik eşiklerden rahatça inip çıkabiliyor.
Benim oğlum da dahil olmak üzere küçük çocukların en büyük arzusu sanırım bağımsız hareket edebilmektir.Başarmak için çabalarken ne kadar zevk aldığını oğlumun gözlerinde görebiliyorum.

Demem o ki,biz anneler şu koruma kalkanımızı artık kaldırmalıyız,çocuklarımızı sürekli kontrol altında tutarak onlara iyilik yaptığımızı zannederken aslında kişisel becerileni geliştirmesine engel oluyoruz. Biz çocuğumuza balığı tutup önüne koyarsak, o çocuk asla balık tutmayı öğrenemez. Önce ona balık tutmayı öğretmeliyiz ki çocuklarımızı cesaretlendirmeliyiz. Montessori felsefesinin özünde bu sözün yattığını bir kez daha anlamış bulunmaktayım.
Montessori hakkında detaylı bilgi için:
http://burcu-kaan.blogspot.com/2013/03/montessori.html

20 Eylül 2013 Cuma

Banyo aktiviteleri


   
                                                        Ebru Tepe 33, Ediz 35 ay, Emir 17 ay

Biliyorum yaz bitti bende bu postu yayınlamakta geç kaldım ama bizim gibi yaz kış fark etmeyenler için yazmış olacağım bu yazıyı. Evet bizim her banyomuz böyle. Biz küçükken ayda yılda bir doldururdu annem küveti o da genellikle yazın olurdu. Ablamla mayolarımızı giyer saatlerce en iyi tabiriyle buruşmak ne kelime deniz kızı olana kadar oynardık. işte o günlerin etkisiylemidir bilmem biz çocuklarımla banyoyu hep böyle oyunlarla su içinde bıcı bıcı yaparak geçiriyoruz.



Belki bu yüzdendir ben gibi onlarda çok seviyo suyu banyoyu denizi ne mutlu bana. Bazı zaman işte böyle balıklarla yüzüyoruz, oltayla onları avlıyoruz . Bir kaç tane plastik renkli bardağımız var onlarla su transferi yapıyoruz. Bazı zaman renkli Legolar, bazı zamanlar arabalar, bazı zaman kova kürek aklınıza ne gelirse.

Burda da yeşil su balonlarının içine su doldurup hem yeşil renk farkındalığı yaratıp balonları ondan ona fırlatıp durduk. Diğer günler kalan bütün renkleri yaptık sonrada hepsini doldurup gökkuşağına dönen banyoda renk sarhoşu olduk. Sizlerde sudan korkan çocuklarınız için deneyin derim ben :)

tepehomegiller.blogspot.com

15 Eylül 2013 Pazar

Minik araba ile labirent bulmaca oyunu


Ebru Tepe 33, Ediz 35 ay

Labirent bulmaca oyunlarını çözmek, sağlıklı bir beyin için erken yaşlarda başlar.İşte yeni öğrenmeye başlayan minikler için fazla zorlayıcı olmayan hem de arabalarını sürüp çözüme ulaşırken eğlenecek bir oyun.

Yolu bulmalarında onları cesaretlendirin ve ödüllendirin. Erken yaşlarda problem çözme yeteneklerinin gelişmesi için en iyi aktivitelerden biri olduğunu düşünüyorum. Ediz yolu bulmaktan çok araba sürmeye meyilli olduğu için biraz eve ulaşmak zor oldu ama olsun olsun bugünüde böyle bir aktiviteyle kurtardık hehe:)



Her zamanki bulmacının çıktısını alabilmeniz için bloğuma beklerim

7 Eylül 2013 Cumartesi

Montessori'ye aşık olduk

merhabalar şuanda 11 ayını bitirmek üzere olan kızımla bizde Montessori'ye aşık olduk.

Zeynep'im 9 aylık iken keşfettim Montessori'yi ve okudukça, araştırdıkça hayran kaldım. Nereden başlayacağımı bilemedim, annelerin yaptığı birbirinden harika etkinlik içinde daldan dala kondum. Sonra "bir yerden başlamak lazım" diyerek, kızım için bir oyun köşesi hazırladım oturma odamızda ve o günden sonra orası bizim herşeyimiz oldu. Orada oynayıp, orada uyuyoruz. Kısacası orada mutluyuz!

Aslında bugune kadar yapmaya çalıştıgımız etkinliklerin fotolarını eklemeye çalıştım ama boyutları mı büyük, ben mi bir yerde hata yaptım bilemiyorum, eklenmedi.

Ama biz Zeynebimle burdayız:

http://birkucucukzeynepcik.blogspot.com/
(bakmak isteyen anneler için)

Yaptığımız yeni etkinlikleri paylaşmaya devam edeceğiz.

sevgimle

hilal 29
zeynep 10.5 aylık

4 Eylül 2013 Çarşamba

Dön dön Güzgargülüüüüü


                                                           Ebru Tepe 33, Ediz 34 ay

Edize uykuya dalmadan önce okuduğum masal kitabında kıskanç yel değirmeni ile minik rüzgargülünün hikayesi vardı. Bu hikayenin görsel olarak da daha da pekişmesi için küçüklere benim çok sevdiğim rüzgargülünü bir atkivite olarak yapmaya karar verdim.


Kağıdı uygun yerlerden kesip katlayıp yapıştırdıktan sonra ....



Orta kısmından birleştirmek için beyaz bir raptiye seçip taktım. Evde ağzınızla üfleyince dönüyordu fakat cam önündeki saksılarımın içine koyunca dönmedi. Çünkü o kalın raptiye pek izin vermiyordu dönmesine. 


yapabilmeniz içi dosyalar bloğumda