Yasal Uyari

Aksi belirtilmedikce bu sitede yayinlanan tum yazilarin ve fotograflarin telif hakki yazarina aittir. Izinsiz yapilan tum alintilar icin hukuki yollarin acik oldugu hatirlatilir.
-----------------------------------------

Tanitim

Bu blog, cok yazarli olup Montessori Egitimi mail grubu uyelerinin yazilarindan olusmaktadir ve Montessori Egitimi ile ilgili yazilar icermektedir. Yazarin ismi (ya da takma ismi) yazinin genelde basinda ya da sonunda yer almaktadir.

Buyuyorum Egleniyorum Ogreniyorum aktiviteleri her iki haftada bir konu degistiren ve uyelerimizin cocuklar ile yaptigi calismalari icermektedir.

Buyrun, hosgeldiniz...


28 Kasım 2009 Cumartesi

Sayilari - Noktalari Birlestirmece

Esra (Archi*Sugar) ve kizi Defne (4 yas)
..............................................................
TUBITAK'in Sayilari birlestirme kitaplari hem cok eglenceli, hem de cok ogretici. Biz, cok seviyoruz, tavsiye ederiz.



Ayrica internette de cikti alip evde oynayabileceginiz binlerce noktalari / sayilari birlestirme oyunu var. Her seviye icin noktalari birlestirme oyunu bulmak mumkun. Oncelikle 5'e kadar olan sayilarla baslanip 100'e kadar cikilabilir. Ayrica harfleri alfabe sirasina gore birlestirme ornekleri de uygulanabilir. Iste birkac adres:
ABC Teach - Dot to Do
Connect The Dots
Papa Jan.Com - Connect The Dots
Print Activities
..................................
Archi*Sugar

Montessori'nin Duyarlılık Dönemleri


Esra & Ela (16 aylık)
Ekoanne

Aşağıdaki yazı Montessori'nin yazdığı kurallar çerçevesinde "duyarlılık dönemleri"'ni anlatıyor. Çocukların büyürken geçtikleri dönemleri bilmek ve çocukları öğrenmek için okumanızı öneririm. Montessori kitaplarından çevirdiğim bir yazı oldu. Çok faydalı olacağına inanıyorum..

Sıralı Bir Büyüme
Emici bir akılla doğarak küçük çocuk, o anki çevresinde olan biten şeylerin çoğunu zihniyle emer. Ama çocuğun aklı olduğunu söylemek bir bebeğin nasıl bunu kullanarak tüm insan karakteristiklerini geliştirdiğini anlatmak için yetersizdir. Açıkça çocuk, emici aklın aldığı herşeyi bir video veya ses kayıt eder gibi kaydedip oluşturmaz. Emici aklın nasıl kültürün süregelen etkilerini kendine o kültürde yer açacak bir bilgiye dönüştürdüğünü sormamız gerekir.

Montessori'nin cevabı şöyle idi: Çocuğun emici aklı gerçekten etkileri toplar fakat aynı zamanda bunları işler, kategorize eder ve filtreleyerek tercüme eder, sonra da entellektüel yapının içine oturtur. Aynı zamanda bu yapının statik olmadığını fakat çocuk büyüdükçe değişip, açıldığını da söylemiştir. Her çocuğun entellektüel gelişimini farklı yapan şey, bu yapının her açıldığı fazda emici aklın maruz kaldığı değişik deneyimleridir.

Yani emici aklın ilk fazı bilinçsiz olsa da, yönetilmemiş değildir. (Emici aklın fazları için "Absorbent Mind" yazısına bakabilirsiniz.) 3 yaş civarında başlayan, 2. fazla birlikte yapının gelişimsel işi çocuğa belli deneyimlerde ilgiyi bilinçli olarak göstermesi için yeterli zihin melekelerini yeterince geliştirmesidir. Yani 3 yaştan 6 yaşa kadar, çocuk çevreden gelen ve 0'dan 3 yaşa kadar yaratılan temel yetenekleri arıtmak ve birleştirmek için ihtiyacı olan uyaranların tipleri için ayrı tercihler hisseder ve gösterir.

Bu basit bir benzerlik kullanımı ile izah edilebilir. Ev inşaasını düşünün. Ev yapmak için gerekli materyalleri biraraya toplamanız yetmez. Elinizde sadece tuğla, ahşap, metal ve cam yığını olur. Bir ev yapmak için 3 şeye ihtiyaç vardır. Önce, bitmiş evin ayrıntılı bir yapısal projesi, ikinci olarak bir yapı programı ki bize önce temel atılır desin, sonra iskelet, sonra su tesisatı, dış duvarlar, elektrik işi ve böyle gider; ve son olarak da yeterli emek ve ev için gerekli materyaller. Fakat evi yaparken yapanların artık projeye ve programa ihtiyaç duymadıkları bir zaman gelir. Evin kendisi belirgin bir şekil almaya başlar ve yapanlara sırada neyin olduğu kendini belli eder.

Doğa çaresiz bir bebekten bir insan oluştururken, projesi kendi içinde yatan kalıtımla gelmiş entellektüel yapı, yapı programı, zamanla bu yapının açılarak tanımlanması ve emek ve materyaller ise emici akıl tarafından alınan deneyimler ve etkilerdir. Eğer işler yolunda ise, doğa çocuğun isteğini uyandırıp egzersiz yaptırarak bir sonraki adımın yapılacağını garanti eder.

Montessori; çocukları izlediği uzun yıllarda, "yapısal program"la ilgili çok genel bir özet çıkarma imkanı buldu ki bu, hayatının ilk 6 yılındaki çeşitli noktalarda ne gibi melekeler geliştirdiğini anlatır. Gelişimin bu zor düzeninden yarar sağlayabilecek ne gibi deneyimler ve aktiviteler olduğunu not ederek daha büyük çocuklara da uygulanabilecek fikirler çıkarmıştır. Küçük çocuklarda olan gizli yapı işinin genel düzeni, uyarıların belirli kategorilerine tavsiye edilen özel duyarlılıklardır. Montessori bu geçici duyarlılıklara "duyarlılık dönemleri" der.

Montessori " duyarlılık dönemleri"nin 6 tanesini çıkarmıştır.
İlki, duyumsal algının gelişimi için olan duyarlılık dönemidir, doğumda başlar ve 5 yaşına kadar sürer. Bu dönemde, çocuk tüm duyu organlarını mümkün olduğunca çalıştırma ihtiyacındadır. Birçok küçük çocukda oluşan büyük ölçüde hayal kırıklığı çoğunlukla ailelerin hiçbirşeye dokunmamalarına dair yaptıkları sürekli uyarılardan ve plastikleştirilmiş, kokularla dolu ve yüksek derecede korumalı çevreden kaynaklanmaktadır.

Dil için olan 2. duyarlılık dönemi, 3 aylıkdan önce başlamaz fakat bu da 5-5.5 yaşına kadar sürer. Montessori'nin ayrıntıyla izini sürdüğü bu duyarlılık döneminin birçok seviyesi, insan sesi ve konuşan insan ağzının görüntüsünü içerir. Bebeğin duyduğu konuşan sesleri taklit etmeye çalışacağı açık gibi görünür. Fakat bebek, mutfak sesleri, köpek havlamaları ve müzik melodileri gibi sesleri de duyar. Bu seslerin taklit edilmemesi veya çocuğun iletişim davranışlarına adapte olmaması gerçeği, bebeğin çevresindeki çeşitli seslerden insan sesini ayırıp sadece onu seçebildiği ve özel bir duyarlılığı olduğu teorisini desteklemektedir.

Düzen için olan duyarlılık dönemi genelde 1 yaşında başlar, 2 yaşında zirve yapar ve 3 yaşında yatışır. Bu duyarlılık çok nadir anne-baba tarafından fark edilir ve muhtemelen 2 yaş sendromu ile birleşmiş olan yatıştırılamaz ağlama & uzun huysuzlukların nedenidir.
Etkileşimler ve deneyimler düzenli kalıplara yerleşir ki bunlar çocuğun yeni çıkan dünya gözünün temelini oluşturur. Gündelik deneyim düzeni sabitse, bu; çocuğun farkettiği kalıpların temellerindeki hayat anlayışını oluşturmasına izin verir. Dışarıdaki düzen, düzenin içerideki duyularının çocuk gelişimini kolaylaştırdığı görülür.

Bu demek oluyor ki eğer çevresindeki dünya, kalıpları ve tüm düzenlemeleri ile sabit olursa 1 ve 2 yaşındaki bir çocuk çok mutlu olacak ve bundan büyük yarar sağlayacaktır. Dışarıdaki düzen; mobilya, oyuncaklar ve kıyafet gibi çoğu materyal objenin günbegün aynı yerde saklanması; nerde ve ne zaman yemeklerin yendiği, nasıl ve ne zaman ailedeki günlük işlerin yapıldığı ve ne zaman aile fertlerinin gelip gittiği ve çocuğun nasıl tutulup kaldırıldığı, nasıl beslendiği ve nasıl banyo yaptırıldığı gibi çocukla ilgili işlerin nasıl yapıldığı v.b günlük rutinleri takip etmek gibi sabit şeyleri içerir.

2 yaşındaki bir çocuk hiçbir sebep yokken üzgün görünüyorsa bu büyük oranda bir küçük sabit şey hayatında değiştirilmiş olduğu içindir - öyle küçük birşey ki muhtemelen ebeveyn için tamamen önemsiz fakat çocuğun hayatının nasıl idare edildiği anlayışındaki tutarlılığın hayati önem taşımasıdır. Küçük çocuğun çevresinde bir düzen değişikliği gerekliyse, empati kurulması, destekleyici olmalı ve değişmeyen şeyler vurgulanmalıdır.

Tam 2 yaş civarında olan açık ve çok önemli bir duyarlılık dönemi ise "küçük detay" duyarlılık dönemidir. Şimdi duyumsal algı, dil ve düzen duyarlılıklarının; açılan içsel yapının, emici aklın kombinasyonu ile insan idrakına yardım ettiğini görmek biraz daha kolaydır. Fakat "küçük detay"'a geçici duyarlılık'ın yaratıcı değeri çok açık değildir.

Öncelikle Montessori "küçük detay" diyerek ne demek istedi?
Bu duyarlılık döneminde, çocuk; örneğin aşağıdaki şehrin nefes kesici manzarasını kapatan bir patikada sizinle birlikte yürüyecektir. Çocuk hevesle detaylara yönelecektir. Örneğin kucağınızda 2 yaşında bir çocukla, siz hayvanat bahçesinin görüntüleriyle bezeli büyük renkli bir resimli kitabın sayfalarına göz atıyorsunuz ve her sayfadaki hayvanları isimlendiriyorsunuz. Fakat kükreyen turuncu kaplan hakkında soru sormak yerine çocuğunuz sayfanın en alt sol köşesinde çizilmiş küçücük kızın kaplana uzattığı "lolipop" u kastederek "loli" diye soru soracaktır.

Neden çocuk bu belirgin olmayan detaylarla kafasını meşgul ediyor?

Kurgu dedektif Sherlock Holmes'u düşünün. Holmes her zaman iki nedenden dolayı çok akıllıdır: Önce ne kadar belirgin görünürse görünsün her kanıta aynı önemi verirdi ve 2. olarak bir kerede bir spesifik probleme çok derin konsantrasyon gösterecek özel bir yeteneği vardı. Sherlock'un arkadaşı Watson sadece çok belirgin ipuçları ile ilgilenir ve her zaman tüm gizemi bir anda cevaplanmayan bir sürü soruyla çözmeye çalışırdı. Sherlock Holmes hikayeleri insan zekasının 2 hayati bileşenine parmak basar: Durumun anlamı her zaman en belirgin fenomende bulunmadığından tüm fenomenleri içermek için gözlemin tüm güçlerini genişletmeye yeteneğimiz olmalı ve 2.si spesifik problemler üstündeki entellektüel güçlerimize konsantre olabilmeliyiz. Erken gelişme için bu çok önemlidir ki, çocuk emici akıla müsait gözlem alanını genişletmektedir. Bu "küçük detay"'ın duyarlı döneminin amacı, çocuğun dikkati üstünden zihnin kontrolünü uyandırmaktır. Küçük detay'a duyarlılık en küçük objelere, ayrılmış parçalara, kısık seslere, saklanmış köşelere yani daha önce en parlak, en büyük, en hızlı hareket eden veya en gürültülü objeler tarafından gölgede kalmış tüm fenomenlere çocuğu çeker. Aynı zamanda bir çocuk küçük birşeye çekildiğinde; duyarlılık, tüm diğerlerini dışarıda bırakır ve o bir küçük uyaran üzerinde odaklanma yeteneğini besleyen uzatılmış bir dönem için çocuğun ilgisini üstünde tutar.

Bu duyarlılık dönemi işini bitirirken yaklaşık 2.5 yaşlarında, çocuk "hareketin koordinasyonu" için bir duyarlılık dönemine girer ve bu yaklaşık 4 yaşına kadar sürer. Hareketin koordinasyonu vücudu isteyerek kontrol noktasına getirmektir. Kendi isteğiyle kendi parmaklarını, ellerini, bacaklarını, ayağını, ağzını v.s kullanabilme yeteneği.
Bu; bu yaştaki bir çocuğun daha kolayca kompleks fiziksel yeteneklerini kazandığı anlamına gelmez. Başka bir deyişle bir prima balerin veya viyolin virtüözü olmak için ideal yaş olmak zorunda değildir. "Hareketin koordinasyonu" için bir duyarlılık dönemine sahip olmak demek sadece büyük ve belirli kontrol kazanmanın gerekliliği için hareketleri yapmak ve tekrar etmeye bir iradedışı eğilimi olmak demektir. Örneğin, 3 yaşlarında bir çocuk ellerini yıkamayı sever ama bunu temizleme işlemi için değil, musluk açmak, kaygan sabunu tutmak, köpük çıkarmak için oğuşturmak, durulamak ve parmakları kurutmak gibi manipülatif yetenekleri içeren işleri yapabildiği için sever. Buna kontrast olarak, 4 yaş ve üstü daha büyük çocuklar ellerini sadece temizlemek için yıkarlar (eğer yaptırabilirseniz). Bu duyarlılık döneminin önemi çocuğun açılan en büyük faydayı sağlamak için bilinçlice seçilen sürekli aktivitelere fiziksel yeterlilik kazanmasına yardım etmesidir.

Emici aklın hayatındaki son duyarlılık dönemi "sosyal ilişkiler"e duyarlılıktır ki bu 2.5 yaş civarı başlar 5 yaşa kadar sürer. Bu, çocuğun 6 yaş sonrası entellektüel gelişimine yönelmesine yardım eder. Bu duyarlılık döneminde küçük çocuk, başkalarının hisleri ve aksiyonları üzerindeki davranışının etkisine özel ilgi gösterir ve nasıl davranışının bir grup çocuğun hassasiyeti ve yargıları tarafından etkilendiğini görür.
3 yaş altı olanlar yalnız ve sadece yanyana oynayabilirken, bu duyarlılık döneminin işi tanınabilir yakınlıkların ve arkadaşlıkların gelişmesine, beraber oyun oynanabilmesine ve yaramazlıkların planlı olarak ortaya çıkmaya başlamasına olanak tanır. 2.5-5 yaş arası çocuk aynı zamanda sosyal ilişkilerin temel kurallarını yaşam biçimi, yemek zamanı gelenekleri, nazik hareketler ve başkaları için düşüncelilik göstermek gibi faaliyetlerle hazır olarak emer ve bunlara ilgi gösterir.

26 Kasım 2009 Perşembe

Montessori e-how videolari

Bazi Montessori aktivitelerini nasil yapmaniz gerektigini bir Montessori ogretmeninden ogrenin:

---------------------------------

BEÖ 4 ; Mevsimler







DURU KARAKAŞ 24 Ay

Tatlı Durumla bir kolaj çalışması yaptık, babasına da anlatırken
-çalışma yaptık , mevsimleeerrr
diye sevinerek açıkladı. Dergilerden , takvimden resimler bulup yapıştırdık , mevsimlere göre yaptıklarımız, yediklerimizle ilgili resimler.Duru makasla kesebiliyor artık (aman ne büyük olay dimi, anneyiz biiizzzz!!!)İlkbaharyaaaz sonbaharkıııış tekrarlamalarıyla çalışmamızı tamamladık.



http://durugunlerimiz.blogspot.com/

24 Kasım 2009 Salı

Karışık aktiviteler- Nar (24 ay)

İnce hareketler-mercimeklerin arasindan nohutlari ayiklamak



Kartlarla eşleştirme




Cıvık hamurla resim




kırık pastel boyaları alüminyum folyoda eriterek kalıp boya yapmak


BEÖ-Müze ve sergiler

23 Kasım 2009 Pazartesi

Renk Deneyi

Esra (Archi*Sugar) ve kizi Defne (4 yas)
.............................................................






Renkleri karistirma ile ilgili bir deney.


Gerekli malzemeler:

  • Sivi halde uc ana renk (kirmizi, sari, mavi) (ben parmak boyasini sulandirarak kullandim)


  • Uc adet damlalik (eczaci damlaligi isinizi gorecektir)


  • Renk kombinasyonlarini onceden hazirladiginiz bir kagit (lamine edilmis halde) (mavi+kirmizi, kirmizi+sari, sari+mavi)


  • Kulak cubuklari


  • Pecete

Lamine edilmis kagida gerekli yerlere uc ana renk damlalikla damlatilir, kulak cubuguyla karistirilir ve ortaya cikan renkler incelenir (mor, turuncu, yesil), uzerine pecete kapatilir ve renklerin karismis halinin (ikincil renkler) pecetenin ustunde olusturdugu renk cumbusu izlenir. Kagit lamine edildigi icin, kolaylikla silinir, temizlenir ve deney istenildigi kadar tekrarlanir.


Cok cok zevkli bir deney. Ana fikir, suradan geldi: Itty Bitty Love, Color Mixing


Ayrica su deneyler de cok hosunuza gidecektir:
Montessori By Hang: Color Mixing Science Experiment
The Wonder Years: Color Mixing with Colored Water (age 3-6 years)
Tired, Need Sleep: Color Mixing Bags


Archi*Sugar

16 Kasım 2009 Pazartesi

PARA Lapbook

Esra (Archi*Sugar) ve kizi Defne (4 yas)
............................................................
Daha onceki bazi lapbooklarimiz:
Penguen Lapbook
Kelebek Lapbook
................................

Paranin anlamini, degerini ve hesaplamasini gostermek icin para konusu ile lapbook yapmaya karar verdim. Hayatimizda uc farkli para birimi var: Turk Lirasi, Isvicre Frangi ve Avro. Ancak bu lapbook sadece Turk Lirasi icin hazirlanmistir. Internette Turk Lirasi ile ilgili cocuk oyunlari ya da cocuga tanitici materyal bulmak imkansizdi. Dolayisiyla tum oyunlari ve materyalleri kendim hazirladim. Oldukca zahmetli ama bir o kadar da zevkli bir calisma oldu.

Iste lapbookumuzun detaylari...


Dis on kapak



Arka kapak



Lapbookun ana bolumu, ici.

Ici ile ilgili detaylar soyle:

  • Ic Sol:

Turk Lirasi Banknotlari - Oyuncak para (lamine edilmis)



Kac Para? oyunu : Alisveriste alinan mallari (1 kg domates, 1 sise sut, 1 kilo muz, vs) altinda yazan degerleri kadar gercek parayi alttaki bozuk para golgeleri ile eslestirme.

  • Ic Orta Bolum:


Turk Lirasi madeni paralarinin isimleri ve onlu arkali resimleri



Ne kadar eder? Oyunu
Basili resimlerdeki kuruslari toplayinca kac kurus / lira ettigini bulma.
Basit toplama islemi gerektiriyor.



Montessori hareketli alfabe ile Kurus, Lira ve Para yazma oyunu. Her kelimenin harfleri farkli renkte ve lamine edilmis.





Nasrettin Hoca - Parayi Veren Dudugu Calar Hikayesi

Bir gün Nasrettin Hoca pazara giderken çocuklar etrafını almışlar. Hepsi birer düdük ısmarlamış, ama para veren olmamış. Hoca çocukların tümüne olumlu cevap vermiş:

- Peki, olur...

Çocuklardan yalnız biri, elinde para olduğu halde, Hoca'ya şunları söylemiş:^


- Şu parayla bana bir düdük getirir misin ?

Hoca akşama doğru pazardan dönmüş. Yolunu bekleyen çocuklar hemen Hoca'nın etrafını sararak düdüklerini istemişler. Nasrettin Hoca, cebinden bir düdük çıkarıp kendisine para veren çocuğa uzatmış. Ötekileri bağırmaya başlamışlar:

- Ya bizim düdükler nerede ?

Hoca'nın cevabı kısa ve anlamlı olmuş:
- Parayı veren düdüğü çalar.
  • Ic Sag:


Para konulu Montessori uc asamali kartlar. Bu tarz kartlar okumaya ilk adimlarda kullaniliyor.
Uc asamali kartlarin kullanim seklini suralardan okuyabilirsiniz:
..............................
Archi*Sugar

HAYVANLAR & RAKAMLAR İLE İLGİLİ PUZZLE

Elif & Alpi (41 ay)
alpiharikalardiyarinda.blogspot.com


Resimleri stickerlara bastım & kalın kağıt/mukavva/kartona yapıştırdım. Ben 300 gr lık herhangi bir kağıt seçtim. Lamine ettim. Önce 2-3 parçaya bölüp sundum; birkaç gün sonra tam parçalara ayırdım. Puzzle’ lar lessonsense’ den. Rakamlarla ilgili olanlar pek keyifli. Her rakamı farklı şeklide ayırmışlar. 







13 Kasım 2009 Cuma

Koku Algısına Yönelik Bir Alıştırma / Koku Tüpleri Eşleştirmesi

Berna & Ekin (37 ay)

http://ekinvebiz.blogspot.com/

Koku şişeleri eşleştirme çalışması için gerekenler:


· 6’şar adet 2 takım tüp/biz cam baharatlıkları kullandık.
· 6’şar adet 2 takım renkli çıkartma/hata kontrolü için.
· 6 adet farklı ve belirgin kokusu olan esans.
· Pamuk

Evde renkli çıkartma kalmadığı için biz kendimiz hazırladık çıkartmalarımızı. Renklerini Ekin seçti ve keçeli kalemleriyle boyadı. Küçük daireler halinde kestik ve baharatlıklarımızın altına yapıştırdık.



Daha önce aktardan aldığımız 6 adet esansı pamuklara damlatıp cam baharatlıklarımızın içine yerleştirdik. Biz lavanta, kekik, portakal, yasemin, okaliptüs ve karanfil esanslarını seçtik, hem yoğun hem belirgin kokuları olduğu için.



Ekin’e iki grup halinde sundum şişeleri. Sistematik bir şekilde bir gruptaki şişeleri tek tek koklayarak, kokuların eşlerini diğer gruptaki şişeler arasından bulmaya çalıştı. Emin olduğunda şişelerin altındaki etiketlere bakarak kontrol etti. Bildiği kokuları adıyla söyledi. Hepsini buldu ve çok sevindi :) Çalışmayı bir kez daha tekrar ettik, düşündüğümden daha çok eğlendik. Ekin "Montessori etkinliği yapalım anne" diye benden talep ediyor, etkinlikleri ciddiye alıyor ve yaparken mutlu oluyor, hatta neşeli bir halde yapıyor diyebilirim. Bunları, bebekleri daha küçük annelere fikir versin diye yazıyorum...:)))





Emel Çakıroğlu Wilbrandt'ın "Maria Montessori Yöntemiyle Çocuk Eğitimi Sanatı" kitabında koku algısına yönelik alıştırmalar bölümünde iki alıştırma yer alıyor:
1. Koku Tüpleri (Baharat Kokuları)
2. Koku Tüpleri- Geliştirilmiş Materyal (Meyve,Çiçek Kokuları)

Bizim yaptığımız alıştırma ikincisi sayılır, ama biz tüp sayısını artırdık ve kokularımızı çeşitlendirdik :)

Color Resemblance Sorting Task

Bir süredir aklımın köşesinde, orjinalini satın alana kadar ki tahminim biraz zaman alacak idareten birşeyler hazırladım.

Gerekli malzemeler:

1- Koçtaş boyalar bölümünden renk kartelası
2- Kalın bir karton
3- Madeni para
4- Kalem


Nuran & Emincan (24 ay)

12 Kasım 2009 Perşembe

Aktivite

Güneş ve Begüm (16 Aylık)
Küçük motor hareketleri gelişimi için birkaç aktivite / Gerekli Malzemeler / Top Makyaj Pamugu / Maşa / Şekerlik / Yumurta Kutusu / Bir Anne ve Bir çocuk.. :D



Önce pamukları şekerliğe yerleştirdim maşayı da içine koydum, yumurta kutusuyla birlikte bir tepside hazırladım. Nasıl yapacagını her zamanki gibi ilk önce ben gösterek yaptım. Begüm hemen maşayı aldı elimden pamuğu tutmaya çalıştı olmadı, nennee dedi, yardım edeyim kızıma diyerek birlikte yaptık, eller havada sevindi :D SOnra tekrar kutudan şekerliğe tek tek birlikte boşalttık, hadi kızım şimdi sen yap dedim. Ne yaptı ? :) şekerliği alıp kutunun üstüne ters çevirdi. Maşa'nın tadına baktı. Sonra eliyle pamukları alıp tekrar şekerlige koydu. 20 dakikalık bir aktivite oldu. Bizim deneyimimiz bu şekilde/tekrarlanacak. Fikir Sevgili Özgür'den.

Sürpriz Kutumuz ;



Nesguike ait bir kutu bu, ben zaman zaman içine degişik şeyler koyuyorum, önce begüm sallıyor sonra hemen kapagını acıyor, bu gün kokteyl çubukları çıktı içinden farklı 5 renkte ve her renkten 3'er tane begümle renk ayrımını yaptık, kutuya tekrar koyduk. Koyarken biy biy dedi. :)

Diger aktivitemiz ise Kürdanlar ;



Gerekli Malzemeler / Süslü Kürdan / İki Bardak

Bir bardagın içine kürdanlar koyulur, diger bardağa tek tek kürdanlar yer degiştirir. Bu aktiviteyi daha önce delikli kavanozumuzdan kürdan geçirerek oynadık. Bu sefer begüm 10 dakika tek tek kürdan geçişlerini yaptı ve her seferinde heyyy yaptı ama sonrasında sıkılıp komple bardaktan bardaga boşalttı. Fikir Sevgili Ayça'dan.

Pazartesi günü evde olunce bu aktiviteleri yapabildik. Bunun dışında günlük aklımıza geldikçe oynadıgımız keyif aldığımız oyunlar :D

- Bir kablonun, bir ucundan ben, diğer ucundan begüm birbirimizi çekiştirmece oynuyoruz, çok seviyor bu oyunu, kahkahalar atıyor/uz..

- Takla atmakta en keyifli oyunlarımızdan, düzü birlikte yapıyoruz ama tersi sadece begüm :)

- Akşam yatmadan önce jimnastik seansımız var :) Begümü sırt üstü yatırıp, sağ eliyle sol bacağını değdiriyorum, ve sol eliyle sağ bacağını değdiriyorum.

- Hangi Elimde Oyunu ; Ben Begümün sürekli ağzındaki meme'yi kullanıyorum bu oyun için, hop ağzından çekiyorum, ellerimi arkaya götürüp birine saklıyorum, memen hangi elimde kızım diye soruyorum, ilk başlarda anlaması için iç tarafından gösterdim, memenin sapından hemen buldu, şimdi zaman zaman oynuyoruz. (Akıllı Bebekler Akademisi Kitabından)

- Müzik açıp dans ediyoruz, benim oynamama çok gülüyor oturuyorsa cağ ayağını bir aşağı bir yukarı kaldırıp indiriyor :) ayaktaysa hemen eller havaya popo bir aşağı bir yukarı :D Parmaklarını şıklatmaya çalışıyor ama ses çıkmayınca gelip benim parmağıma bakıyor bir şey var mı diye :)

- Birbirimize dokunmaca oyunu oynuyoruz, ben begümün sağ bacağına dokunuyorum , kızımın sağ bacağına dokundum, hadi sende dokun diyorum dokunuyor.

- Birbirimize Fıstık yapıyoruz.

- Babası her çak yaptığında mutlaka bana da yapacak hemen yanıma gelip elini kaldırıyor.

- Ceee ve saklambaç en çok oynadığımız oyun.

- Bir sopanın iki tarafından ben tutuyorum, ortasından begüm tutuyor ve bir yukarı bir aşağı indirip kaldırıyorum. (ABA kitabından)

- Deve Cüce oyunu oynuyoruz :) Ben oturup kalktıkça çok hoşlanıyor kendisi gülmekten yapamıyor..

- Bunlar dışında, istediği olmayınca numaradan ağlıyor bariz belli ediyor, bir de bizim göreceğimiz bir yerde yere yatıp ağlıyor. İlgilenmemek elde değil :)

- Mama sandalyesine tırmanıp, konsola çıkıyor , Sallanan sandalyenin üstüne tırmanıyor. ELindekini yere atıyor, inip alıyor tekrar tırmanıyor.

- İki eli doluysa ve bir üçüncüyü almak için elindeki bir şeyi kolunun altına koyup üçüncüyü alıyor.

- Burnunu sümkürmeye başladı. Eline peçete alıp burnunu sümkürüyor.

- Ne saçına toka ister nede ayağına çorap . :D Saçları onu hiç rahatsız etmez gözünün önünde dolaşır.

- Yemek yerken sağ eliyle kaşığı tutuyor, sol eliyle de kaşığının altını tutuyor şekilde güzelce yiyebiliyor, ama bir sorun var tabagı bitince yere atıyor tabağını? Biten şeyleri yere atma huyu var kimi taklit ediyor olabilir ki !!! :=)) Bardaktan su içmeyi çok seviyor ama bir türlü yavaş içmeyi beceremiyor, genzine kaçırıyor ama ısrarlı bardaktan içecek.

Bunlar aklıma gelenler.

UZAY

Elif & Alpi( 41 ay)

Uzay konulu çalışmamız.

http://alpiharikalardiyarinda.blogspot.com/2009/11/uzay.html

11 Kasım 2009 Çarşamba

BEÖ Cumhuriyet - Sergi

Berna & Ekin (37 ay)

www.ekinvebiz.blogspot.com

Aslında BEÖ-Cumhuriyet konusu geçmiş olmasına rağmen, Ekin'le gezdiğimiz sergiyi tam da konuya uygun olması nedeniyle sizinle paylaşmak istedim.

Aslında Atatürk'ün anısına 10 Kasım'da yayınlamak isterdim ama yetiştiremedim :(


Atatürk Kültür Merkezi’ndeki serginin adı Atatürk’e Saygı-Cumhuriyet Aydınlanması Işığı’nda Eğitim /1923-1938 . Çok güzel fotoğraflar seçilmiş sergi için, Atatürk'ün çok etkileyici ve farklı hallerini yansıtan, Atatürk'ün okullarda öğrencilerin eğitimiyle birebir nasıl ilgilendiğini görüntüleyen fotoğraflar...






Ekin Atatürk'ün fotoğraflarına bakmaktan çok hoşlandı. Her fotoğrafı tek tek yorumladı, Atatürk’ün her ifadesini inceledi. En çok değişik kostümlü fotoğraflarını ve gülümseyen hallerini sevdi.

Atatürk’ün okullarda, sınıflarda öğrencilerle çekilmiş fotoğrafları da vardı sergide, onlar kolaj gibi hazırlanmış. İzmir’deki okulları ziyaretinde çekilmiş fotoğraflar. Fotoğraflardaki mekanlar, öğrenciler, kıyafetler, her şey günümüzden çok farklı görünüyor ve tabi siyah beyaz ya da sepya. Oldukça ilgisini çekti Ekin’in. Onun bu kadar ilgiyle sergi gezmesi de büyüklerin ilgisini çekti tabi...Bu sergiyi iki tur gezdi, hatta ikinci turda yanında durmamı istemedi, tek başına baktı fotoğraflara.

Sonra mekanın ortasında, izin alarak, koşma ve zıplama oyunu oynadı :) Çıkarken “ Eee, şimdi hangi sergiye gidiyoruz” diye sordu. Aynı günde üç sergiyi ikişer kez gezdiği için dönüş yolunda yorgunluktan bayılarak uyudu...:)))