http://alpiharikalardiyarinda.blogspot.com/
3 Ağustos salı günü seminerimiz gerçekleşti ve ben hala etkisindeyim. Sadece seminerde değinilenlerin mi? Onlar elbette benim & benim gibi düşünenler için önemliydi. Yandaki fotoğrafta gülümseyen 3 bayandan bahsediyorum ben. Soldan sağa Zuhal Bilir Meier, Zeliha Dogan ve Eylem Korkmaz. Yaklaşık 24 saat geçirdim onlarla. Nasıl bir aşk ile çalıştıklarını, çevrelerine yaydıkları enerjilerini, nezaketlerini ve sabırlarını hissettim. Seminer öncesinde, esnasında ve sonrasında; teori ve uygulamada bilgilerini paylaşan 3 değerli insan, 3 değerli eğitim gönüllüsü. Sizlerle tanışmak, olgunluğunuzu izlemek ve keyifli sohbetlerinizi dinlemek benim için bir zevkti. Daha sizlerden öğreneceğim çok şey olacağına inanıyorum, üzerimde kesinlikle emeğiniz var :) Bu karede olmayan bir gönüllü daha var ki bahsetmemek, emeğini görmezden gelmek ayıp olurdu. Sevgili Başak Sarı Keskin; tatil dönüşünüzü bekliyorum :).Ve gerek duyuru, gerek materyal paylaşımında yardımcı olan sevgili Yeliz ve Buket, teşekkürler.
Seminerimiz 2 bölümden oluştu. Sabahtan öğle yemeği arasına kadarki dilimde teorik kısım anlatıldı.
*(New York) Yeni Montessori akımı
*Geleneksel eğitim ve buna alternatif olarak doğan eğitim sistemleri karşılaştırılması, çocuğa bakış açıları ve altında yatan nedenler (Geleneksel eğitim ve Montessori metodu karşılaştırması yerine; Montessori metodunu daha iyi alayabilmek için alternatif eğitime genel bir bakış yapıldı)
*Çocuğa yönelik toplumsal algı
-Mülk olarak görmek: Ben doğurdum, bana ait, benim malım, ben söz hakkı veririm, yaşlandığım zaman bana bakacak
-İnşaacı birey: Her şeyine saygı duymak, anne egosu & öğrenilmişliklerle mücadele etmek
*Eğitimin amacı
-Geleneksel eğitimde belirli hedefler verilir --> kazanımlar beklenir --> iyi bir vatandaş yetiştirmek --> meslek edinme. İnsan doğası gereği iç disiplin, ödül ve ceza vardır.
-Maria Montessori böyle görmedi; çocuğun keşfi, mükemmelleşmesi ve özgürleşmesi.
*Hangi bilginin önemli olduğu değişkendir. Önemli olan, çocuğun seçtiği bilgiyi öğrenmesidir.
*Çocuğun özellikleri
*0-6 yaş dönemi
-Ruhsal embriyonik dönem: Kendimizi ve çevreyi hazırlamalıyız. Koşulsuz kabulün olduğu ve ket vurulmadığı bir çevre olmalı.
-Emici zihin: Emici zihin çok önemsenmeli. Çocuklar, 0-6 yaş döneminde birkaç dili ana dilleri gibi rahatlıkla öğrenebilirler. Yanlarında herşey konuşulmamalı; her davranış ve duygumuza dikkat edilmeli. Yine bu dönemde çocuk, herşeyin üstesinden gelebileceğini düşünür. Keşfetme arzusuyla herşeye saldırır. Çok güzel bir örnek verildi konuyla ilgili;
Öğretmen: Neden yaramazlık yapıyorsun?
Çocuk: İçimden bir ses: YAP! YAP! YAP! diyor.
Duyarlı dönemlere karşı içsel dürtüleri vardır. Duyarlı dönemler, emici zihinle beraber işler.
Seminerin ikinci bölümü uygulama üzerineydi. Pembe kulelerle başladık. Tek tek taşındığını, çalışma alanına dağınık yerleştirildiği ve dizmeye başlandığını gözlemledik. Materyaller tanıtılırken, eğitmenlerimizin neredeyse fısıltıyla konuşmalarına isyan ettik. Yine neredeyse çok az bir farkla devam ettiler. Çocuğun konsantrasyonunu bozmamak için sınıf içerisinde parmak ucunda bile yürüdüklerini söylediler.
-"Çok güzel çalıştın bugün, teşekkür ederim. İstersen başka bir çalışmaya geçebiliriz." diyerek bitiriyoruz veya isterse sonraki çalışmaya geçiyoruz. Toplanması da mutlaka sunumdaki gibi rutinin içinde olmalı. Toplamak istemezse, "Bugün senin için topluyorum" diye belirtiyoruz bu sorumluluğu alana kadar. Bu arada ev çalışmalarında çocuklar toplamak istemezse, "Bugün senin için topluyorum" diye belirtiyoruz bu sorumluluğu alana kadar. Bu arada ev çalışmalarında çocuklar toplamak yerine sergilemek isterse, buna da saygı gösteriyoruz.
*3 aşamalı öğrenme ayrıntılı olarak anlatıldı. Örneklerden biri olan renk tabletlerini yazayım. İlk kez tanıtılacaksa, renklerin adlarını söylemeden önce eşleştirme yapılıyor.
1) Göster
2) Bu nedir?
3) Bana ver
-Bu kırmızı, bu sarı, bu mavi
-Bana maviyi gösterir misin?
-Bana sarıyı gösterir misin?
-Bana maviyi gösterir misin?
Renkler karıştırılıyor ve 8-10 kadar tekrar yapılıyor.
-Bu ne? -Kırmızı
-Bana kırmızıyı verir misin?
*Çok merak edilen müdahale konusu. Çocuk rengi yanlış verirse, "Teşekkür ederim" deyip yerine koyuyoruz.
-"Bu kırmızı" diye gösteriyoruz.
-Bana kırmızıyı gösterir misin?
-Kırmızıyı bana verir misin?
-Kırmızı nerede? sorularıyla pekiştiriyoruz. Çalışma bitiminde;
-"Çok güzel çalıştın bugün, teşekkür ederim. İstersen başka bir çalışmaya geçebiliriz." diyerek bitiriyoruz veya isterse sonraki çalışmaya geçiyoruz. Toplanması da mutlaka sunumdaki gibi rutinin içinde olmalı. Toplamak istemezse, "Bugün senin için topluyorum" diye belirtiyoruz bu sorumluluğu alana kadar. Bu arada ev çalışmalarında çocuklar toplamak yerine sergilemek isterse, buna da saygı gösteriyoruz.
*Benim en çok ilgimi çeken konular; özgürlük, renk tabletlerinin ilk kez sunumu & çalışması, dokunma tabletleri, kurdele çalışması, mendil katlama.
*En eğlenceli bölümler çünkü özgür bırakıldık & eğitmenlerimiz sadece gözlemledi origami, kulpsuz silindirler vee trinomial cube idi. Trinomial cube' e özellikle katıldım çünkü benim en çok ilgimi çeken materyal. Sunumla birlikte anlatılan masal hafızama kazındı. Binomial Cube ve Trinomial Cube; dürüst olmak gerekirse, kendim için istediğim materyaller. sanırım, yok yok eminim :P
Uygulama esnasında, eğitimcilerin tavırlarına özellikle değinmek istedim. Bu yaklaşımdı benim şahit olmak istediğim. Katılan arkadaşların fikirleri nasıl acaba? Çok eğlendim, çok mutlu oldum ve bir kez daha büyülendim. Tekrar buluşmak dileğiyle.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder