Yasal Uyari

Aksi belirtilmedikce bu sitede yayinlanan tum yazilarin ve fotograflarin telif hakki yazarina aittir. Izinsiz yapilan tum alintilar icin hukuki yollarin acik oldugu hatirlatilir.
-----------------------------------------

Tanitim

Bu blog, cok yazarli olup Montessori Egitimi mail grubu uyelerinin yazilarindan olusmaktadir ve Montessori Egitimi ile ilgili yazilar icermektedir. Yazarin ismi (ya da takma ismi) yazinin genelde basinda ya da sonunda yer almaktadir.

Buyuyorum Egleniyorum Ogreniyorum aktiviteleri her iki haftada bir konu degistiren ve uyelerimizin cocuklar ile yaptigi calismalari icermektedir.

Buyrun, hosgeldiniz...


30 Eylül 2009 Çarşamba

BEO : "Hava Durumu"

Hava durumu konusu geceli cok oldu ama guzel bir worksheet bulunca paylasmadan edemedim:


Hangi havada ne yapariz calismasi...

Ayrica, hergun pencereden bakip gunun hava durumunu isaretleyebileceginiz bir tablo. Cikti alip lamine ettikten sonra hava durumlarini ayri ayri kesin ve gunun hava durumuna gore tabloya yerlestirin:

Bunlar da basilabilir hava durumu resimleri:
http://kizclub.com/Clipart/weather(C).pdf

Hava durumu kartilari:
http://www.makinglearningfun.com/themepages/WeatherCards.htm

Iyi eglenceler...

27 Eylül 2009 Pazar

Maria Montessori'nin Hayati

* Bu yazi, Hindistan'da Montessori egitimi almakta olan Melek Cilingir tarafindan duzenlenmistir.
-----------------------------------------------------------------------------
Yasadigi donemde degeri bilinen sansli dahilerden biri olan Maria Montessori'nin hayati inanilmaz zorluklarla dolu. Bu dunyadaki misyonunu bilir gibi hepsini asiyor bir bir.


Maria Montessori, kucuk bir İtalyan kasabasinda dunyaya geliyor. sartlar cok cetin. Ogrencilik yillari cok basarili geciyor Maria Montessori'nin. Cok zeki, cok basarili, hemen sinifta siviriliyor. Liseyi bitirdikten sonra, bilim akademisinde okumak istiyor. Ancak o zamana kadar Italya'da bu akademiye giden bir kiz ogrenci yok. Okula kabul edilmiyor. Maria Montessori vazgecmiyor ve soylenti odur ki okula kabul edilmesine neden olan kisi o donemin Papa'si.

Bu okulda tip egitimine basliyor. Ama bu hic de kolay olmuyor, cunku sirf bu yuzden babasi onu evlatliktan reddediyor ve onunla hic konusmuyor. Okuldaki gunleri cok zor geciyor Maria Montessori'nin. Sadece okulun agir programi yuzunden degil, okuldaki sartlarin ona hic kolaylik saglamamasindan da. Ornegin kadavra derslerine sirf kiz oldugu icin kabul edilmediginden pratik yapma sansi bulamiyor ve ancak geceleri gizli gizli elinde bir mumla kadavra odasina gidip orada ne gosterilmis olabilecegi uzerinde ders notlarina bakarak calisiyor.

Bu okullarin ne kadar zor ve disiplinli oldugunu dusunurseniz, Maria Montessori'nin ekstra zorluklarina ragmen mucadelesinden vazgecmemesinin ne kadar olaganustu oldugunu gorebilirsiniz. O zamanlar gunlugune nasil da defalarca okulu birakmayi dusundugunu, bunlarin altindan kalkamayacagini yazar. Ama vazgecmez ve her seye ragmen okuldan basariyla mezun olur.

Bu, Italya'da olay yaratan bir gelismedir. Bir kiz sadece okula kabul edilmeyi basarmaz, mezun da olur. Onun nasilsa okuldaki sartlara dayanamayacagi (bu sartlari bilerek onun icin daha da dayanilmaz yaptiklarini da hesaba katarsaniz) dusunulurken, bir ilki basarir ve Italya'nin ilk kadin doktor uolur.

Bir gun carsida Maria Montessori'nn babasina rastlayan biri ona kizinin bu basarisindan bahseder. Baba hala kizgin ve ofkelidir. Ama her seye ragmen kizinin mezuniyet torenine gelir. Maria Montessori torende babasini gorunce cok duygulanir ve kursude cok duygusal bir konusma yapar. Bu konusmadan sonra babasiyla barisirlar.

Bu arada okuldaki yillarinda onun icin iyi gitmeyen bir iliskisi olmustur ve bu iliskiden hamile kalir. Okul sartlari cok zordur ve ailesiyle de iliskileri tamamen koptugu icin oglunu dogurduktan sonra okulun yakinindaki bir koyde yasayan Arnavut bir cifte verir onu. Bu cift onun arkadaslaridir ve Maria Montessori surekli olarak buraya ziyarete gider. Ancak bu ziyaretlerde Mario onu annesi olarak degil, annesinin arkadasi olan bir teyze olarak tanir. Bir gun mario 12 yasindayken (bir rivayete gore 15 yasindayken) Maria Montessori'ye doner ve "Ben senin kim oldugunu biliyorum. Sen benim annemsin." der. O andan itibaren hic ayrilmazlar.

Maria Montessori'yi asil unlu yapan, basinda bulundugu psikiyatri departmaninda zihinsel engelli cocuklara uyguladigi bir egitim sonucu onlarin normal cocuklarin girdigi sinavlarda normal cocuklardan daha yuksek puan almalari olmustur. Bu butun italya'da olay yaratir. Nasil oluyor da zihinsel engelli cocuklar normal cocuklari bu sinavlarda gecebiliyor?

Bunun uzerine Maria Montessori doktor olmasinin getirdigi bilimsel disiplinle bu egitim sistemini tanitmaya ve gelistirmeye baslar. Surekli cocuklari gozlemler, bir biliminsaninin laboratuardaki titizligiyle cocuklari sessizce ve sistematik olarak gozlemler ve notlar alir.

O donem dunyanin en cok aci cektigi donemlerdir. Dunya kisa surelerde 2 buyuk savas yasayacaktir, İtalya'da fasizm vardir ve yasam kosullari cok zorludur. bu sartlar altinda en cok zorlananlarsa tabi ki cocuklardir. Onlara "dunyanin unutulan vatandaslari" der. Her yerde en gormezden gelinen, ama en buyuk travmayi yasayanlar cocuklar...

İlk Montessori sinifi cok tuhaf bir sekilde kendiliginden olusuverir. Yeni dunya duzeniyle koyde yasam sartlari degismis, sanayi devrimiyle birlikte evde ya da yakin cevrede calisan anne baba figuru, fabrikalarda, uzaklarda calisan anne-babaya donusmustur. Pek tabi bundan en cok etkilenenler cocuklardir. Ebeveynleri calismak zorundadirlar ve simdiki gibi bir okul, kres kavrami yoktur kucuk cocuklar icin.

Bunun uzerine koyde yasayanlar, koydeki tek oda bir yeri "Casa dei Bambini" (cocuk evi) adi altinda bir cesit krese donustururler. Amaclari butun cocuklarin birarada basibos olmalaridir aslinda. Tek tek oraya buraya gideceklerine, birarada olsunlar, belki birbirlerine goz kulak olurlar zihniyetidir. Ama inanilmaz bir sey olur. Burada cocuklar kendi baslarina bir okul yaratirlar adeta. Buyuk cocuklar kucuklere bildiklerini ogretir ve bir nevi ilk Montessori egitimi baslamis olur. Bugun degisik ulkelerde 3-6 yas grubu siniflarina bu adin verilmesi o ilk okula ithafendir.

Bu sinifta Maria Montessori bircok gozlem yapma sansi bulur ve bircok kurali degistirir. Ornegin onceleri materyalleri aksam yuksek bir dolaba kaldirp kilitli tutarlarken, bir gun yardimci kadin gelip cocuklardan sikayette bulunur. Cocuklar tirmanip materyalleri o dolaplardan indirmeye calisiyorlarmis. Maria Montessori bunu uzerine anlar ki materyallerin her zaman onlarin erisiminde olmasi gerekiyor, o gunden sonra hicbir materyali kilitleyip kaldirmalarina izin vermez.

Maria Montessori'nin sistemini aslinda cocuklarin ona ogrettikleriyle gelistirdigine iliskin bir baska ornek de kucuk bir kiz cocugunun silindir bloklarla calismasidir. Maria Montessori, gurultulu ve hareketli bir sinifta bir kiz cocugunun konsantre olmus bir sekilde silindir bloklarla oynadigini gorur. Dikkatle gozemler. Sayar, tam 42 kere silindir bloklari cikarip icine sokmustur kucuk kiz cocugu (Maria Montessori'nin bir biliminsani oldugunu unutmayin, sayiyor!). Sonra siniftaki cocuklara ve asistanina, kizin etrafinda donup sarki soylemelerini soyler. Yaparlar, ama kiz cocugu silindir bloklarla calismaya devam eder. En sonunda cocugu kucagina alir, pozisyonunu degistirmeden ve masanin ustune koyar. kiz hala bloklarla calisiyordur.

Neden sonra bir anda kiz calismayi birakir ve digerlerinin yanina gider. Maria Montessori bu icsel guce hayran kalir ve adeta kendi ritmi olan bu konsantrasyonun egitimin en temel gucu oldugunu anlar. Bu yuzden Montessori siniflarinda konsantrasyon "kutsal" sayilir. Aslinda insan dogasinin hayranlik uyandiracak bir gudusudur ve cocugun kendisini tamamlamasi, bir yetiskin olabilmesi icin kullandigi cok degerli bir aracidir.

O donemde Maria Montessori İtalyan hukumetinden buyuk destek gorur. Bu buyuk bir sanstir, materyaller ve ortam icin her turlu destek ona saglanir. Bu arada dunyada da unu yayilmistir ve her ulkeden ona davet gelir. Sistemini anlatip egitmen yetistirdigi kurslar vermeye baslar. Ancak bu guzel gunler uzun surmez. Mussolini'nin ustun İtalyan insanini yetistirmesi icin okullarda yapilmasini istedigi mufredat degisikligi Montessori okullari icin de istenir. Maria Montessori'nin bunu kabul etmesine imkan yoktur. Bu olay Mussolini ile Maria Montessori arasindaki iliskiyi bozar ve Maria Montessori ulkeyi terk eder.

İkinci dunya savasi patlak verdiginde kendisini Hindistan'a atar ve orada onun egitim felsefesine buyuk katkida bulunan ezoterik bir grupla da calisma firsati bulur. Maria Montessori'nin Hindistan'daki yillari ona cok sey katar. Zengin Hint kulturu ona inanilmaz bir malzeme verir. Bircok materyali Hindistan'dayken tasarladigi, Hint kulturunden esinlenerek programina aldigi soylenir.

Oglu Mario onun cevirmeni olarak hep yanindadir. Maria Montessori ozel hayatindan konusmayi sevmedigi icin Mario'yu da oglu olarak degil, yegeni olarak tanitir herkese. Vasiyeti uzerine olumunden sonra Mario'nun onun yegeni degil, oglu oldugu aciklanir.

Mario, annesine Hindistan'da ve diger ulkelerde verilen kurslarda hep eslik eder, ona hep destek olur. Annesinin olumunden sonra da Montessori egitiminin aktif lideri olarak annesinin misyonunu devam ettirir. O da annesi gibi bir dahidir ve annesi gibi kurslar vermeye devam eder.

Maria Montessori insan gelisiminin cocukluk evresini 24 yil olarak belirlemistir. Bunu 4 bolume ayirir. İlki 0 - 6 yas, sonra 6 - 12 yas, sonra 12 - 18 yas ve en son 18 - 24 yas. Bu evrelerden ilk ikisiyle ilgili bize inanilmaz derecede bilgi ve deneyim birakir. Ancak henuz 3. evreyle ilgili calismalarini tamamlayamadan hayata gozlerini yumar. Yine de yazdiklari bize bu konuda fikir verir. Hatta Amerika'da 12 - 18 yas Montessori ortami su anda hayata gecirilmistir bile. Erdkinder adi verilen bu okul Maria Montessori'nin ongurdugu ortami saglasa da, yeterince yasasaydi nasil bir materyal hazirlardi bu yas grubu icin diye dusunmeden edemiyor insan.

Bugun dunyanin her kitasinda hemen her ulkesinde neredeyse 100 yasini bulacak olan bu egitim sistemi cocuklara hizmet vermeye, cocuklara kendilerini var etmeleri icin yardimci olarak insanliga hizmet etmeye devam ediyor...
.............................................................................................
Daha onceden blogumuzda yayinlanmis olan M.Montessori'nin Hayati Yazisi icin: buyrun

24 Eylül 2009 Perşembe

B.E.Ö. Kağıt

Konu değişti ama ben de en son yaptığım iki materyali eklemek istedim.
Bu konuya çok uygun düştüler çünkü. Defne henüz küçük olduğundan biz de kesip yapıştırma yapamıyoruz ama benim yaptığım oyuncaklarla oynamayı, ben yaparken izlemeyi seviyor.

Evdeki büyüklü küçüklü iki kutudan imal ettiğimiz süreklilik kutusu. Kocaya teşekkürler, o da bayağı uğraştı bununla. Çekmeceye düşen topun ön tarafa gelmesi için içeriye hafif bir eğim vermek gerekiyor. Defne topu delikten atıyor, çekmeceyi açıp topu alıyor, tekrar atmadan çekmeceyi kapatıyor.
Bu basit puzzzle ı da blogların birinde gördüm ama hangisiydi hatırlayamıyorum yine. Evdeki kalınca bir kartonu elma şeklinde kesip üzerine kırmızı kağıt yapıştırdım ve yapışkanlı asetatla kaplayıp üç parçaya ayırdım. Karmaşık puzzlelardan önce bunula alıştırma yapsın Defnoş.
füsun ve defne

22 Eylül 2009 Salı

BEÖ-KAGIT

Güneş-Begüm 15 Aylık



Begümle bu sabah, eski bir dergiyi degerlendirdik, ikili puzzle yaptık. Önce laminasyon makinasından geçtim, sonra iki ve üç parça şeklinde kestim. Begüm halen (5.dişimiz yolda) herşeyin tadına bakıyor önce tadına baktı, sonra birleştirmeye çalıştı. Hazırlama aşamasıda bizim için bir aktivite oldu. Begüm kestigim dergiden kalan kagıtları topladı.
Dip Not : Ayçanın önceden fotograflar için yaptıgı bir aktiviteden yola çıktık.

18 Eylül 2009 Cuma

BEÖ 2 KAĞIT




Montessori blogunda büyüyorum eğleniyorum, öğreniyorum haftanın aktivitesi kağıttı, uzun süre ne yapabiliriz diye düşündüm. Aslında kağıt, kalem, boyalarla hergün birşeyler yapıyoruz ama farklı olsun istedim, önceki gün kahvaltı yaparken aklıma eski bayram kartları geldi. Tebrik kartı derdik. Hertarafı simli olurdu, Kadıköyde her taraf kartpostal satıcılarıyla dolardı ve uzun uzun bakıp seçerdik.



Kahvaltı masasını yalandan topladık, kendimizi dışarıya attık. Fotoğrafçıya uğrayıp 5 tane resim çıkarttırdık, kırtasiteden de ne bulursak aldık, babamızın yanına vardık, bahçe müşteri doluydu ama üst kat boştu, yayıldık, kestik, biçtik, yapıştırdık, durucum döktü, ben topladım, durucum çizdi, ben sildim, 3'e kadar bitirdik, postaneye gidip gönderdik tebrik kartlarımızı, umarım bayramdan önce ulaşır adreslere, henüz kimseden geri dönüş alamadım.



15 Eylül 2009 Salı

BEÖ - Kağıt

Ece uzun zamandır kitaplarla haşır neşir.
Siyah beyaz, bez kitabını daha tutamazken, ben ona kitabın sayfalarını gösterip, resimleri anlatıyordum.
Sonrasında o da kendi kitabı tutmaya başladı, sayfa çevirmeyi öğrendi, gördüğü resimleri parmakla gösterdi.
Daha sonra başka bez kitaplar, banyo kitabı eklendi. Ece'nin asıl sevdiği ise kütüphaneden alınan çeşitli kitaplardı.
Bu kitapları da, Ece sayfaları kolayca çevirebilsin ve kitaba zarar vermesin diye kalın sayfalı seçiyordum, hala öyle seçiyorum.
Bu hafta ise bir değişiklik yaptık.
Artık Ece için Ikea kataloğu ve benzer başka bol resimli, reklamlı dergileri toplamaya başladım ve beraber onlara bakıyoruz. Tanıdığımız veya öğrenebileceğimiz o kadar çok nesne çıkıyor ki karşımıza. Ece çok büyük bir merakla ve sevinçle bakıyor "okuyor". :))
Ece artık ustaca "kağıt"tan sayfaları çeviriyor o minik parmaklarıyla.
Bazen sayfaları yırttığı da oluyor, işte o zaman ona bunun bir kitap veya dergi olduğunu, ne güzel resimlere baktığını, yırtmaması gerektiğini anlatıyorum.
Ece henüz kağıda , yazı yazıldığını,resim yapıldığını, ileride belki origami yapabileceğini bilmiyor ama kağıtlara basılmış olan "gerçek dünya"dan resimlere bayılıyor.

DiLeK & Ece (13 aylık)
http://dilekingunlugu.blogspot.com/2009/09/ilk-beomuz-kagt.html

14 Eylül 2009 Pazartesi

B.E.O. *kağıt* bölüm iki


 
kağıt çocukluğumdan beri hep çok zevk aldığım bir materyaldi.televizyonun tek kanallı olduğu dönemlerde cumartesileri yayınlanan origami proğramını kaçırmaz hepsini yapardım.elişi kağıdı olmadığı zamanlarda bir tarafını boyadığım kağıtları kullanırdım.şimdilerde okadar öğretici proğramlar kalmadı sanırım.(bu yüzden bizim evde çoooook az tv izleniyor)
çalıştığım okullarda da elişi kağıdına geçmeden önce yine kağıdın bir yüzünü boyayarak etkinliklerimi yaptırıyordum.bu sayede

  • psikomotor gelişimine yardımcı oluyor,
  • çocuğa tamamen kendi ürünü olan bir materyalle çalışma zevki veriyor,
  • boyarken boşalttıkları enerjiyle hareketli etkinlikten sakin etkinliğe geçişi kolaylaştırıyor
  • ekonomik öğretmen oluyor
  • çok kısa süren faaliyetlerin süresini uzatıyor ve kontrolü daha rahat sağlıyordum.

 
yaşları itibariyle dikkat süreleri kısıtlı olan kızlarım bile bu işten çok zevk aldılar.
öncelikle yapacağımız şablonu birlikte seçtik.ona uygun yuvarlaklarımızı çizdik ve boyadık


ablamız kesme işlemini kendi yapmak istedi yuvarlak kesmek zordur bizde ufak çentikler atarak yardımcı olduk ve başardı.
daha sonra şablonumuzun bir kısmını boyadık bir yaprağınıda yırtma yapıştırma yaptık.yuvarlakları katlayıp saklanan uğur böceğini de bulduk ama bir eksik var....? --tabii benekleri onlarıda elişi kağıdı ile yırtıp yapıştırdık.paket açma uzmanımız boncuk; elişi kağıdını yırtarken biraz zorlandı ama yapıştırma işinde tam not aldı.

(aslında boncuk plana dahil değildi ama dururmu mecbur onada hazırladım ve gördümki yapamaz kalıplarımı bir güzel yıkıp ablasından daha da heves ve sabırla yaptı.)
vee duvara astık.

kağıtlarla yapılabilecek başka örnekler


*artık kağıt parçalarını yere döktük ve topladık .küçücük parmaklarımız ne çok uğraştı bunun için anlatamam.sonrada ablamızla bu parçalarla ne yapabileceğimizi konuştuk.yol ,ev, park,merdiven,araba........hepsini denedik.

**nette bi anasınıfı sergisinde gördüğümüz faaliyeti de denedik.renkler güzel ayarlanırsa çok güzel oluyor.büyükten küçüğe doğru sıralama çalışmasınıda kapsıyor.büyük yaşlar için
(5-6yaş)ideal.aralarına kutu kapağından küçük parçalar kesip yapıştırarak bombe veriyor dolabınıza nazar boncuğu yapıyorsunuz.yuvarlak , oval olarakta yapılabilir.

***bu hafta hızımızı alamadık yumurta kolisi,dergi,parşömen,mukavva......gibi ortada bulduğumuz kağıt çeşitlerini topladık.kardeşimize ve komşunun 14 aylık ikiz torunlarına dokunma kartları yaptık çok hoşlarına gitti hatta tadlarına bile baktılar :))))halleri çok komikti ama gelin ne der korkusundan resimlerini yayınlayamıyoruz.

 
*****birde oyun icat ettik gözlerimizi kapatıp elimizdeki kağıtla hışır hışır ses yapıp geldiği yöne koştuk.en çokda bundan zevk alıp çığlıklar atarak dolaştık.

 
filiz (32) sueda (42 ay) inci (20ay)

 
http://suinci.blogspot.com/

10 Eylül 2009 Perşembe

BEÖ: Kağıt

Konu kağıt olunca, benim aklıma kağıttan kesip-yapıştırarak birşeyler yapmak geliyor.. Ama ne yazık ki yaratıcı biri olmadığımı her zaman söylerim..
Bunun yanında, kızımla masa başında oturmak, kesip yapıştırmak, oynayıp bozmak, yeniden yapıştırmak, hem onun sevdiği, kesme ve düzgün yapıştırma - ince motor beceri- gelişimini artıran hem de beraber kaliteli vakit geçirebildiğimiz bir etkinlik çeşidi..
Bu nedenle, Timaş yayınlarından yakın zamanda çıkan "Bugün ne yapayım" ve "Kırt kırt kağıt" adlı kitapları satın aldım ben de.. (Bir de 365 cıvıl cıvıl etkinlik var aynı yayınevinin)..
Bir kısmı Damla için ileri düzeyde olsa da, genelde çok iyi vakit geçiriyoruz..
BEÖ'nün kağıt etkinliği için de, şıpıdık terlikleri yapalım dedik kızımla..
Tabii Damla henüz 2,5 yaşında olduğundan belli bir şey keserken daha çok ben kesiyorum, kalıp falan kullanmadım ama bu işte, elimle kabataslak çizdim, düz kenarlarını o ince ayrıntıları ben kestim... Tabanların üzerindeki süslemeleri kızım yaptı, mavi terliğe çıkartma yapıştırdı, turuncuyu ise keçeli kalemiyle süsledi.. Sonra ipleri kendisi geçirdi ben bağladım..

Kızım şıpıdık terliklerini çok sevdi, hemen ayağına giydi :)


5 Eylül 2009 Cumartesi

B.E.O. *kağıt* bölüm bir

konumuz çok geniş kapsamlı oyüzden en güzel iki faaliyetimizi sunduk.

ilk çalışmamız yaşımıza uygun makasla önce gelişigüzel daha sonra düz çizginin üzerinden kesme alıştırması yapmak oldu.bunu her faaliyet öncesi deniyoruz hem hevesimizi alıyor hemde makas kullanma becerimizi geliştiriyoruz.



aslında şekilli eşleştirme kartları olarak başladığımız faaliyet sonradan tangram resme dönüştü.

önce şekillerimizi çizdik içlerini yırtma yapıştırma ve serbest boyama stilleri ile boyadık.daha sonra çizgilerin üstünden dikkatlice kesip şekillerimizi çıkardık.fon kartonumuzun üstünde denemeler yaptıktan sonra kompozisyonumuza karar verip yerlerine yapıştırdık.



ardından boya kalemlerimizi alıp bahçemize ateş böceğimizide çizdik.



kardeşimiz de bu sırada boyamasını bitirdi.ertesi gün arkadaşlarımıza göstermek ve yaptıklarımızla gurur duymak için güzelce odamızın kapısına asıp, eleştirilerimizi de yaptık. annemde yaptığımız ilginç yorumları resmimizin üstüne yazmayı ihmal etmedi.

-inci bunlar ne?
-at...
-peki kim yaptı bunları?
-men......



filiz,sueda (42 ay ) inci ( 20 ay)

http://suinci.blogspot.com/

B.E.O *heykel*



geçen haftaki B.E.O. etkinliğiydi ama biz bir türlü fotoğraf çekemedik bu eski resmi buldum bari yazılmamış olmasın.mersin sahil şeridindindeki park tam bir heykel cenneti olduğundan bu konudan daha önce kızıma bahsetmiştim.


-kızım heykel ne demek ?
-hani parkta vardıya atlar işte onlar.

ilk sorumun cevabı buydu sonra biraz konu hakkında sohbet ettik.konumuz genelde heykellerin hareketli olup olmadıkları ile ilgiliydi çünkü oyunumuz bunun üstüne kurulu.
HEYKEL OL OYUNU
oyunculara öncelikle heykellerin hareketsizliği çocukların hareketliliği konusunda kısa açıklama yapılır.daha sonra uygulamalı gösterilir.oyunun amacı verilen komutlardan
*heykel ol dendiğinde sabit durmak
*çocuk ol dendiğinde hareketlenmektir.
komutlara uymayan yada geç kalan oyundan çıkar.
aslında bu bir grup oyunu.biz tek başlamıştık 20 aylık kardeşimizde kısa bir süre izleyip bize eşlik etti .kuralları kavramış olmasına şaşırdım .birazda taklit döneminde olduğu için sanırım daha çokda taklit yapıyor, ama sonuçta çok güzel oynadık.
dün akşam yine aynı parktaydık en sevdiğimiz (resimdeki) aslannın yanına giderken:
-kızım sence o aslan canlımıdır?
-hayır anne. o, heykel .heykeller canlı olmaz .korkma...!
-haklısın kızım :0
filiz*sueda(42 ay) inci(20)

1 Eylül 2009 Salı

Kulplu Silindir Bloklar / Montessori Materyalleri (Knobbed Cylinders)

Benim en hayran oldugum ve en cok sevdigim Montessori Materyali "Kulplu Silindirler Bloklar". Boyu, agirligi, capi, hacmi farkli 40 silindir... Bir cocuga o kadar cok sey ogretiyor ki... Saymakla bitmez...

Daha fazla bilgi icin:
The Joy of Learning
Montessori Mom
Montessori World (Video)
Montessori World (anlatim)




Archi*Sugar
....................................
Diger Montessori yazilarim icin link: Archi*Sugar / Montessori
Montessori Blogumuz: Montessori Egitimi