Çocukken bayramların ya da her yeni yılın olmazsa olmaz merasimlerinden biriydi kart atmak. Aslında kart atmaktan daha büyük heyecan, o kart raflarının önünde dikilip dakikalarca binbir çeşit allı pullu ceylanlı noel babalı kartların arasından bir düzine seçip beğenmekti. O pullar dökülmesin diye titizlenirdik, sonra kime hangi kartı yollasam faslı başlardı, herkese ayrı bir mesaj yazma kaygısı da cabası.
Nar'a ilk kartımı, o henuz 8-9 aylıkken ilk ayrılığımızda, iş seyahati için gittiğim bir yurtdışı kasabasından atmıştım. Beylik bir turistik karttan daha fazlası yoktu kasabada ama olsun, kızıma attığım ilk karttı, sanki Nar okuyacakmış gibi, ama olur da kaybetmezsek yıllar sonra okuduğunda gülümsesin hevesiyle ince ince düşünüp yazmıştım.
Bu yılbaşı artık Nar iki yaşını doldurmuşken ve kendinden de bir şeyler katabilecek seviyeye gelmişken bütün aile büyüklerine ve arkadaşlarına Nar'dan birer kart yollamak istedik. Nar'a uzun uzun anlattım yeni yılda kart yollamasının herkesi nasıl mutlu edeceğini. Ben kırmızı kartondan tek kırımlık Nar şeklinde kartlar kestim, Nar ise parmak boyaya batırdığı ellerinin izini çıkardı narların üzerine. böylece "On, on, on, Hoşgeldin ikibin on!" mesajıyla herkese Nar kadar tatlı bir yıl diledik. şimdi sıra zarflarda ve postalama heyecanında. Keşke Galatasaray postanesi hala açık olsaydı..
Noel Baba
Dltk-kids.com'dan basılabilir bir Noel Baba resminin üzerine Nar ile birlikte pamuktan sakal ekledik. Nar her zamanki gibi yapıştırmadan çok yapştırıcıyı gani gani sıkma işini sevdi, ama Noel Baba'nın sakalsız üşüyeceğine ikna olunca bol bol pamuk yapıştırdı.
idilvenar
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder